DAĞCILIK TARİHİ
Yazının başında da belirtildiği gibi, bir spor olarak dağcılık 19`uncu yüzyılda Alpler`de yapılmaya başlanmıştır. Aslında tarihi ve ilk denemeleri çok daha eski dönemlerde değişik amaçlarla yapılan bazı çıkışlara da dayanıyor ama bunların hiç birinin sportif bir yanı yok. Daha çok dinsel nedenler, araştırmalar, merak ve savaşlar nedeniyle dağlık bölgelere gidilmiş. Bunun dışında dağlar lanetli, ürkütücü ve hatta korkunç canavarların yaşadığına inanılan ücrâ bölgeler olarak görülmüş. Aydınlanma çağı sonrası, 1786 yılında Alpler`in en yüksek dağı olan Mont Blanc, Chamonix`li doktor Michel-Gabriel Paccard ve yüklerini taşıyan Jacgues Balmak tarafından bir para ödülünü kazanmak için tırmanıldı. Bu tarihlerden itibaren Avrupa jet sosyetesinin yeni tutkusu haline gelen dağlara çıkmak, kıtanın büyük şehirlerinde kurulan “Alpin Club” yani dağcılık kulüpleri aracılığıyla yaygınlaştı. Bu da, rehberlik kurumunun oluşması ve gelişmesine neden oldu. 19`uncu yüzyılın başlarında Alpler`de Chamonix ve civarında bir çok insan rehberlik ve taşımacılık yaparak geçimini sağlıyordu. 1850`lerden sonra çıkılabilecek basit rotaların büyük bir bölümü çıkılmıştı ve jet sosyetenin ilgisi de giderek azalmıştı. Bu noktada bölge halkından ve Avrupa`nın farklı ülkelerinden gelen genç maceraperestler Alpler`in o zamana kadar çıkılamayan dağ ve rotalarına “hücüm” etti. Birbiri ardına yapılan ve bazıları hâlâ tekrarlanamayan efsanevî tırmanışlar ve gelişen malzemelerin yardımıyla Alpler`in ve dağcılığın altın çağı yaşandı. 20`inci yüzyılın başında Avrupa`lılar, Alpler`de çıkılacak pek rota kalmayınca, yönlerini doğuya yönelttiler. Sıradaki hedef Himalayalar`dı. Ancak Himalayalar`da dağcılığın yanı sıra başka bir değerin savaşı başlamıştı. Milletlerin birbirleri ile olan siyasi yarışı dağlara taşınmıştı. Önce hangi ülkenin dağcısı zirveyi “fethedecekti”? Başta İngilizler, Almanlar, Fransızlar ve İtalyanlar arasında yaşanan büyük çekişme sonucunda 1960`lı yıllara kadarki dönemde Himalayalar`ın büyük 8000`lik zirvelerine (14 tane) ve diğer bazı 7000`lik dağlara büyük ekspedisyonlar düzenlenmişti. Bu çıkışların arasında en meşhuru şüpesiz başarıyla sonuçlanan İngiliz Everest ekspedisyonudur. 1953 yılında Yeni Zelanda`lı Edmund Hillary ve şerpa Tenzing Norgay tarafından çıkılan Everest, bu faaliyetle bütün dünyanın ilgisini çekmiştir. Bu tarihlerden sonra dağcılık çok daha fazla insana hitap eden ve giderek halk arasında yaygınlaşan bir spor haline geldi. Bugün, gelişen malzeme teknolojisi, havayolu taşımacılığının yaygınlaşması ve sponsorların desteğiyle dünyanın neredeyse bütün ülkelerinde dağcılık faaliyetleri yapılabiliyor ve “yarış” kendi içimizde devam ediyor...
Türkiye`de dağcılığın başlangıcı dinsel nedenlerden dolayı Hristiyan dünyasının ilgisini çeken Ağrı Dağı`na yapılan bir tırmanışla başlamıştır. Friedrich Parrot’un 1829 yılında yaptığı Ağrı tırmanışı Avrupa`lılar tarafından pek ilgi görmemiş ve önemsenmemiştir. İlerleyen yıllarda, özellikle 19`uncu yüzyılın sonları ve 20`nci yüzyılın başlarında, Kaçkar Dağları, Aladağlar, Cilo-Sat Dağları ve Toros Dağları`nın değişik bölgelerine yine Avrupa`lı dağcılar ve araştırmacılar tarafından yapılan tırmanışlarla bu bölgeler tanınmaya başlanmıştır. Bir Türk ekibi tarafından yapılan ilk tırmanış ise 1924 yılında Erciyes Dağı`na gerçekleşmiştir. Miralay Cemil Cahit Bey komutasındaki erler 28 Ağustos tarihinde Erciyes`in zirvesine ulaşarak bilinen ilk Türk dağcılık faaliyetini gerçekleştirdiler. 1928’de “Türk Dağcılık Cemiyeti” adı altında ilk dağcılık örgütü kuruldu. 1939’da da “Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü” bünyesinde “Dağcılık ve Kış Sporları Federasyonu” kuruldu. Federasyonun kuruluş yıllarında ve sonraki yıllarda ilk başkanlığını yapan Latif Osman Çıkıgil ile Muvaffak Uyanık, Asım Kurt, Boskurt Ergör ve Muzaffer Erolgez Türkiye`de dağcılık sporunun gelişmesinde önemli rol oynadılar. Bu oluşumlara rağmen Türk dağcılığının teknik anlamda gelişmesi ve önemli tırmanışların yapılması uzun yıllar sonra gerçekleşebildi. 1970`li yıllara kadar, ülkemiz dağlarında yapılan neredeyse bütün önemli teknik tırmanışlar Avrupa`lı ve Kuzey Amerika`lı dağcılar tarafından gerçekleştirildi. 70`li yıllardan sonra üniversite dağcılık kulüplerinin ve sivil yapılanmaların birbiri ardına kurulması, Türk dağcılığının gelişmesi ve bugünkü konumuna gelmesinde önemli rol oynadı. Günümüzde rahmetli Uğur Uluocak, Nasuh Mahruki ve Tunç Fındık gibi dağcılar gerçekleştirdikleri uluslararası faaliyetlerle Türk dağcılığının dünya çapında duyulmasını sağlamışlardır. |